trarzh-TWenfrdeelitfarues

Standart Belgelendirme

ISO EN IEC TSE ve ILAC Standardlarında Belgelendirme

Standard Belgelendirme

ISO 20252 Pazar Kamuoyu ve Sosyal Araştırma Yönetim Sistemi

Pazar Kamuoyu ve Sosyal Araştırma Ne Demektir?

Pazar kamuoyu araştırmaları, resmi veya özel kuruluşlar, sivil toplum kuruluşları ve medya kuruluşları tarafından, toplumun farklı kesimlerinden insanların belli konulardaki eğilimlerini öğrenmek amacı ile yapılmaktadır. Ancak bu araştırmaların sonuçlarına her zaman kuşku ile bakılmış ve gerçeği ne kadar yansıttığı her zaman merak uyandırmıştır. Bu durum pazar kamuoyu araştırmalarının geçerlilik ve güvenilirlik problemlerini ortaya çıkarmaktadır. Bu problemlerin yaşanmaması, yapılan araştırmaların, başından sonuna kadar her aşamada objektif kriterlere uygun yapılmasına bağlıdır.

Kamuoyu kavramı ondokuzuncu yüzyılda ortaya çıkmıştır. Ana düşünce, insanların daha iyi bir yaşamı kendi elleri ile kurabilecekleri ve bu şekilde toplumsal yaşamın daha rafine hale getirilebileceğidir. Günümüzde kamuoyu araştırmalarının kapsamı, pazar kamuoyu ve sosyal araştırmalar şeklinde oldukça genişlemiştir. Bu çalışmalar, insanların tamamının veya bir kısmının ekonomik, siyasal, kültürel ve sosyal faaliyetlerine bağlı olarak, davranış, eğilim, düşünce, ihtiyaç ve beklentilerinin belirlenmesi için yapılmaktadır. Bu amaçla bu çalışmalar kapsamında gerekli bilgiler sistematik şekilde toplanmakta, objektif olarak kaydedilmekte, sınıflandırılmakta, analiz edilmekte ve sunulmaktadır.

Bugün pazar kamuoyu araştırmaları çok önemli bir konu haline gelmiştir ve bu çalışmaları sürdüren kuruluşların sayısı hızla artmaktadır. Aynı şekilde bu araştırmaların sonuçlarına olan ilgi de büyümektedir. Çünkü bu çalışmalar, yapıldığı dönem içinde kamuoyunun düşüncesini yansıtan çalışmalardır.

Kısaca pazar kamuoyu ve sosyal araştırmalar, sorunları ve konuları bir kere daha gündeme taşıyarak bir tür iletişim aracı görevi yapmaktadır.

Genel olarak bu çalışmalar iki şekilde yapılmaktadır: kalitatif (nitel) olarak ve kantitatif (nicel) olarak. Kalitatif yöntemde araştırılan konuya yönelik sayısal veriler üzerinde durulmaz. Daha çok araştırma konusu hakkında insanların ne düşündüğü, nasıl ifade ettiği ve insanlarda neyi çağrıştırdığı saptanmaya çalışılır. Kantitatif yöntem ise araştırılan konu ile ilgili sayısal verilerin toplanmasını amaçlar ve bu verilerin matematiksel ve istatistiksel yöntemlerle analiz edilmesini esas alır.

Bir pazar kamuoyu ve sosyal araştırması sonuçları ile ilgili olarak en önemli nokta bu araştırmanın geçerlilik ve güvenilirliğidir. Güvenirlik, araştırmada kullanılan herhangi bir aracın uygulanması ile elde edilen sonuçların kararlılık derecesi, tutarlı sonuçlar verme yeteneğidir. Verilerin sağlıklı ve doğru olduğunun benzer yöntem ve tekniklerle ölçülmesi gerekmektedir. Buradaki kritik soru şudur: bu araştırma aynı yöntemlerle başka bir kuruluş tarafından yapılsaydı aynı sonuçlar alınır mıydı? Bu sorunun cevabı evetse araştırma sonuçları güvenilir demektir. Bu arada araştırmalarının güvenilirliği, araştırmanın objektif kriterlerle yapılması ile doğrudan ilgilidir.

Ancak pazar kamuoyu araştırmalarının sağlam bilgi vermeleri açısından aracın sadece güvenilir olması yetmemekte, aynı zamanda geçerli olması da gerekmektedir. Sonuçların geçerli ve doğru olması demek, araştırmada elde edilen verilerin araştırma konusunu gerçekte olduğu gibi tanımlaması ve bu yönde sağlam dayanaklarının bulunması demektir. Ancak sosyal bilimlerde, araştırma sonuçlarının doğrudan karşılaştırılacağı ve geçerliliğinin test edileceği objektif sonuçlar elde etmek güçtür. Bu yüzden genelde geçerlilik testleri yapılmaktadır.

Sonuç olarak pazar araştırmaları sonuçlarının geçerli ve güvenilir olmasını sağlamak için, çalışmanın başında amacın ne olduğu, bu araştırma ile nelere ulaşılmak istendiği ve çeşitli faktörler arasında ne tür ilişkiler olabileceği açık ve net olarak ortaya konmalıdır.

ISO 20252 Pazar Kamuoyu ve Sosyal Araştırma Yönetim Sistemi Nedir?

ISO 20252 standardı yayınlanmadan önce bu konuda şu kaynaklara başvuruluyordu:

  • Dünya Pazarlama ve Kamuoyu Araştırmacıları Birliği tarafından yayınlanan ESOMAR Kamuoyu Araştırmalarının Yayınlanmasına İlişkin Esaslar (1983)
  • Yine aynı kuruluş tarafından yayınlanan, demokratik sistemlerde kamuoyu araştırmalarının rolüne dair tutum bildirgesi
  • Pazar Araştırması Kalite Standartları Birliği’nin bu yöndeki çalışmaları

ISO 20252 Pazar Kamuoyu ve Sosyal Araştırma Yönetim Sistemi standardı, İngiltere’nin önderliği ve 30 civarında ülkenin katılımı ile ortaya çıkan bir standarttır. Çalışmalar sırasında birçok ulusal standart biraraya getirilmiş ve ortak bir standart hazırlanmıştır. Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO) tarafından 2006 yılında yayınlanan ISO 20252 standardı, küresel pazar araştırmaları için ortak bir kalite seviyesi belirlemektedir ve dünya genelinde geçerliliğe sahiptir.

Esas olarak bu standardın kapsamına giren konular şunlardır: araştırma süreç yönetimi gereksinimleri, araştırmanın yürütülmesi ile ilgili aşamaların yönetilmesi, veri toplama, veri yönetimi ve işlenmesi ve araştırma projesinin raporlanması. ISO 20252 standardı, pazar araştırması, kamuoyu araştırması veya sosyal araştırma yapan kuruluşlar tarafından, büyüklüklerine bakılmaksızın kullanabilir. Bu kuruluşlar ISO 20252 standardını uyguluyorlarsa, bir belgelendirme kuruluşuna müracaat ederek ISO 20252 belgesi talep edebilirler. Bu begeye sahip olmak kuruluşa sayısız faydalar sağlamaktadır. Örneğin,

  • Kuruluş tarafından güvenilir, geçerli ve doğru bilgiler sunulmuş olur
  • Araştırma sonuçlarında, yanlış anlamalar veya hatalar yüzünden ortaya çıkacak riskler elimine edilir
  • Yerli ve yabancı yasal düzenlemelere uygun yürütülen çalışmalar ile etkili bir risk yönetimi yapılmış olur
  • Kuruluşun piyasada saygınlığı artar
  • Kuruluş rakiplerine karşı üstünlük kazanmış olur
  • Müşterilerde güven duygusu yaratılır
  • Kuruluşun hizmet kalitesi yükselir ve verimliliği artar
  • Ticari engeller kolay aşılır ve uluslararası alanda yeni iş imkanları elde edilir
  • İş süreçleri tanımlanmış olduğundan çalışmalar kolay ve hızlı gerçekleşir
  • Kuruluşun verdiği hizmetlerde üretkenliği artar

ISO 20252 Pazar Kamuoyu ve Sosyal Araştırma Yönetim Sistemi standardının ortaya çıkmasında bir takım faktörler etkili olmuştur. Bu faktörlerin başında ülkeler arasında olan kültür farklılıkları, sosyal farklılıklar, davranış farklılıkları ve kullanılan terim ve tanımlama farklılıkları gelmektedir. Standart bu farklılıkların yarattığı uyumsuzlukları ortadan kaldırmaktadır. Standardın hazılanmasında, pazar, kamuoyu ve sosyal araştırmaların tutarlı, açık ve uluslararası alanda geçerli olmasını sağlayacak ortak bir standarda duyulan ihtiyaç da etkili olmuştur.

Günümüzde pazar kamuoyu ve sosyal araştırmalar, çeşitli sosyal ve siyasi konularla kamuoyu görüşlerini ölçmek amacı ile birçok ülkede düzenli olarak yapılmaktadır.

ISO/IEC 15504 SPICE Belgelendirmesi

SPICE Ne Demektir?

SPICE ifadesi, İngilizce Software Process Improvement and Capability Determination ifadesinin baş harflerinden oluşmaktadır. Dilimize yazılım süreçlerinin geliştirilmesi ve yetenek düzeyinin belirlenmesi olarak çevrilebilir. SPICE modelinin amacı, farklı yazılım süreç değerlendirme yöntemleri için ortak bir yapı ve değerlendirme sonuçları için ortak bir dil oluşturmaktır.

Son yıllarda teknokentler çoğalmakta, bilgi teknolojileri alanında firma sayısı artmakta, aynı oranda işgücü, deneyim ve sermaye, ülkemizin rekabet gücünü yükseltmektedir. Diğer taraftan bilgi teknolojileri sektöründeki bu hızlı gelişimi kalıcı ve sürdürülebilir kılmak için, yazılım süreçlerine planlanabilirlik, izlenebilirlik ve ölçülebilirlik özelliklerinin katılması gerekmektedir. İşletmelerin hedeflerine ulaşamaları açısından proje planlaması, ölçekleme, rol paylaşımı, risk planlaması, tedarik, bakım ve onarım gibi süreçlerin iyi tespit edilmesi ve hesaplanması gerekmektedir.

SPICE standardı, ya da ISO 15504 Yazılım Süreç Değerlendirme Sistemi standardı, yazılım süreçlerinin iyileştirilmesi, her bir sürecin yetenek seviyelerinin belirlenmesi için tasarlanmış, uluslararası geçerliliği olan yazılım süreç kalite standardıdır.

Kaliteli ürünleri zamanında ve beklenen maliyetle müşterilere teslim etmek, başarılı olmak isteyen yazılım firmalarının da ortak amacıdır. Bu nedenle bu firmalar yazılım süreçlerinin nasıl geliştiğini ve yeniliklere ihtiyacı olup olmadığını görmek için yazılım süreçlerini iyileştirme çalışmalarına odaklanmıştır. Süreç iyileştirme fırsatlarının bilinmesi ve süreç değerlendirme çalışmalarının yapılması için de süreç değerlendirme modellerine gerek bulunmaktadır. Yazılım firmalarının süreç değerlendirmelerinde birkaç model bulunsa da, genellikle SPICE gibi dünyada çok yaygın kullanılan bir model esas alınmaktadır. Ancak bu model geniş bir alanı kapsamaktadır ve zaman içinde belli sektörler için Medi SPICE, Automotive SPICE ve Enterprise SPICE gibi süreç değerlendirme modelleri ortaya çıkmıştır.

ISO 15504 Yazılım Süreç Değerlendirme Sistemi Nedir?

ISO 15504 standardı Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO) ve Uluslararası Elektroteknik Komisyonu (IEC) tarfından birlikte hazırlanmış ve 1995 yılında yayınlanmıştır. Bu standartlar, yazılım yapan firmalar için hazırlanmıştır ve yazılım geliştirme süreçlerinin iyileşmesini hedeflemektedir. Bu standartlar aynı zamanda firmaların uyguladığı süreçlerin etkinliğinin değerlendirilmesine de imkan vermektedir.

Genel olarak ISO 15504 Yazılım Süreç Değerlendirme Sistemi, yazılım geliştirme süreçlerinde söz konusu olan, proje planlama sürecini, proje yönetim sürecini, yazılım geliştirme sürecini ve organizasyonel süreçleri esas almaktadır.

Bilgi teknolojileri sektörü dünyada ve ülkemizde hızlı gelişen önemli bir sektördür. Yazılım çalışmaları, bu büyümede lokomotif görevi görmektedir ve stratejik bir önem taşımaktadır. Yazılım firmaları şu nedenlerle süreç değerlendirme çalışmalarına ihtiyaç duymaktadır:

  • Yazılım süreçlerini geliştirmek ihtiyacı ile ne yapılması gerektiğini anlamak
  • Müşterilere kanıtlamak amacı ile süreçlerin yeterliliğini tespit etmek
  • Süreç değerlendirme konusunda hangi süreç ve yeterliliklerin önemli olduğunu anlamak

Yazılım firmaları, yapılacak değerlendirme sonuçlarını şu şekilde kullanabilirler:

  • Yazılım süreçleri konusunda bir rehber olarak
  • Süreç ve süreç yeterliliğini kanıtlamak amacı ile bir referans olarak
  • Çalışanların gelişimi konusunda bir eğitim dokümanı olarak
  • Başka firmalarla kendini karşılaştırırken geçerli bir referans olarak
  • Firma içinde bir süreç ve süreç yeterliliği kontrol listesi olarak

Türk Standartları Enstitüsü, ISO tarafından geliştirilen ISO 15504 standart dizisini şu başlıklar altında yayınlamıştır:

  • TS ISO/IEC 15504-1 Bilgi teknolojisi - Yazılım süreç değerlendirmesi - Bölüm 1: Kavramlar ve tanımlar sözlüğü (iptal oldu)
  • TS ISO/IEC 15504-2 ... Bölüm 2: İşlem ve işlem kapasitesi için referans modeli (iptal oldu)
  • TS ISO/IEC 15504-3 ... Bölüm 3: Değerlendirme işlemi
  • TS ISO/IEC 15504-4 ... Bölüm 4: Değerlendirmelerin uygulanması için kılavuzluk
  • TS ISO/IEC 15504-5 ... Bölüm 5: Süreç değerlendirme modeli için örnek
  • TS ISO/IEC 15504-6 ... Bölüm 6: Yaşam döngüsü süreci değerlendirme modeli için örnek
  • TS ISO/IEC TS 15504-8 ... Bölüm 8: IT hizmet yönetimi için bir örnek süreç değerlendirme modeli
  • TS ISO/IEC TS 15504-9 ... Bölüm 9: Hedef süreç profilleri
  • TS ISO/IEC TS 15504-10 ... Bölüm 10: Güvenlik ile ilgili ilaveler

Daha sonra iptal edilen ilk iki standardın yerini şu standartlar almıştır:

  • TS ISO/IEC 33001 Bilgi teknolojisi - Süreç değerlendirmesi - Kavramlar ve terimler
  • TS ISO/IEC 33002 Bilgi teknolojisi - Süreç değerlendirmesi - Süreç değerlendirmenin icrası için ihtiyaçlar

Bilgi teknolojileri alanında yazılım geliştirme yaşam döngüsü ifadesi ile, yazılım çalışmalarının üretim ve kullanım süreci boyunca geçirdiği bütün aşamalar kasdedilmektedir. Bu döngü içinde analiz, çözümleme, tasarım, gerçekleştirme, test ve bakım gibi temel adımlar atılmaktadır. Kullanıcı gereksinimleri devamlı olarak değişmekte ve gelişmektedir. Bu nedenle bu döngü, bir yandan yeni yazılım gereksinimleri bir yandan da mevcut yazılımların güncellemeleri için hep tekrar etmektedir. Bu açıdan yazılım firmalarının ISO 15504 Yazılım Süreç Değerlendirme Sistemi belgesi veya kısaca SPICE belgesi almış olması büyük bir kazanımdır.

Şimdi kısaca bu belgeye sahip olan yazılım firmalarının bu sayede ne elde ettiklerine bakalım:

  • Yazılım süreçleri için firmada standart bir yapı kurulmuş olur
  • Firmanın yazılım yeteneğinin belirlenmesi, yazılım kalitesinin değerlendirilmesi ve iyileştirilmesi açısından sistematik bir düzen kurulmuş olur
  • Firma yazılım kalitesinin gelişmesini ölçmek için imkan bulmuş olur
  • Firmada sürekli iyileşme kültürü yerleşir ve bunun devam ettirilmesi için somut adımlar atılmış olur
  • Firmanın hedeflerini karşılayacak yazılım süreçleri, mühendislik yaklaşımı ile düzenlenmiş olur
  • Firmanın kaynakları etkin ve doğru şekilde kullanılmış olur
  • Yazılım firmaları, kendisini rakipleri ile daha somut bir karşılaştırma imkanı bulur

ISO/IEC 15504 SPICE modeli, çeşitli büyüklükteki firmalar ve çeşitli uygulama alanları için uygulanabilir özelliktedir. Yazılım firmasının organizasyon yapısı ile veya yönetim felsefesi ile ilgilenmez. Ayrıca belli bir yazılım teknolojisini veya yazılım geliştirme yöntemini de esas almaz. Çünkü bu model kaliteli bir yazılım mühendisliği için temel gereklilikleri ortaya koymaktadır.

 

ISO 3834 Kaynaklı İmalat Yönetim Sistemi

Basınçlı kapların üretiminde kullanılan malzemelerin seçiminde, malzemenin akışkana karşı olan direnci, kaynak edilebilirliği, mekanik ve termal yükler ve piyasa koşulları gibi öngörüler ile hareket edilmektedir. Üretimde en uygun malzemelerin seçiminde kaynak edilebilirliğe etkisi olan şu faktörler dikkate alınmaktadır: malzemenin kimyasal yapısı, gerilmelerin etkisi, kaynak işlemi sırasındaki ısıl değişimler ve malzemenin kalınlığı. Örneğin kaynak işlemi sırasında çelik malzemelerde, yüksek ısının etkisi ile devamlı değişmeler meydana gelmektedir. Bu nedenle kaynak kabiliyeti yüksek çeliklerde, özel önlemler alınmadan ve bu değişmeler kaynaklı yapıda sorun yaratmadan kaynak işlemleri yapılabilmektedir. Eğer çelik malzeme sınırlı kaynak kabiliyetine sahip ise, normal bir kaynak işlemi bile kaynak yapılan üründe ciddi problemelere yol açan değişmelere neden olabilir. Örneğin kaynak işlemi sırasında ya da sonrasında çatlaklar oluşabilir veya mukavemet değerlerinde düşmeler ortaya çıkabilir. Bu nedenle bu tür malzemelerde kaynak işmeleri öncesinde özel önlemlerin alınması gerekmektedir.

Bu arada üretim çalışmaları başlamadan önce belirlenen malzemenin birleştirilmesi sırasında kullanılacak kaynak sarf malzemesinin, uygulanacak kaynak yönteminin ve kaynak parametrelerinin uygun olup olmadığının, kaynak yöntemi doğrulama çalışmaları ile onaylanması gerekmektedir. Kaynaklı imalatta bir başka önemli nokta da kaynaklı imalat yapacak kaynakçı veya kaynak operatörlerinin yeterli eğitime, deneyime ve kabiliyete sahip oldup olmadıkları, kaynakçı belgelerinin bulunup bulunmadığı kontrol edilmelidir. Bu sayılan koşullar, öngörülen kaynak kalitesinin elde edilmesi açısından son derece önemlidir. Bu arada birleştirilecek malzemelerin kalınlıkları ve boyutları da uygun olmalıdır.

Genel olarak basınçlı kaplarda, malzeme kalınlığına bağlı olarak tek taraflı veya çift taraflı, ancak tam nüfuz etmiş kaynak yöntemi uygulanmaktadır. Uygulanan başlıca kaynak yöntemleri, tozaltı kaynak yöntemi, elektrik ark kaynağı ve gaz altı kaynak yöntemidir. Genelde uygulanacak kaynak yöntemi, yapılan imalatın imkanlarına bağlı olmaktadır. Ancak her yöntem kendi içinde avantaj ve dezavantajlara sahiptir.

ISO 3834 Kaynaklı İmalat Yönetim Sistemi Nedir?

Kaynak çalışmalarında en önemli nokta, tamamlanan kaynağın içinde zor tespit edilen hataların olmasıdır. Bu hataların büyük bir kısmı kaynağın kalitesi ile doğrudan ilgilidir ve ancak tahribatlı muayene yöntemleri ile ortaya çıkarılabilir. Kaynak hatalarının çok az bir kısmı tahribatsız muayene yöntemleri ile anlaşılmaktadır. Bu nedenle aslolan kalitenin tasarım ve üretim aşamalarında sağlanmasıdır. Bunun sağlanabilmesi de bütün süreçlerin etkin bir kalite kontrol sistemi ile denetlenmesine bağlıdır.

Bu yöndeki ilk çalışmalar, EN 729 standart dizisidir. 1994 yılında Avrupa Standardizasyon Komitesi (CEN) tarafından yayınlanan bu standartlar, metalik malzemelerin ark kaynağında kalite kriterlerini tanımlamaktadır. Diziyi oluşturan standartlar şunlardır:

  • EN 729-1 Kaynak için kalite şartları - Metalik malzemelerin füzyon kaynağı – Bölüm 1: Seçme ve kullanma esasları
  • EN 729-2 ... Bölüm 2: Kapsamlı kalite gerekleri
  • EN 729-3 ... Bölüm 3: Standart kalite gereklilikleri
  • EN 729-4 ... Bölüm 4: Temel kalite gereksinimleri

İşletmeler tarafından bu standartlar dizisi, yakın zamana kadar kullanılmıştır. Ancak Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO) aynı konuda ISO 3834 standartlar dizisini yayınlanmıştır. İçerik olarak her iki standart dizisi de benzer özellikler taşımaktadır. ISO 3834 standardı metalik üretim yapan işletmelerde, kaynak çalışmaları için yol gösterici niteliktedir.

Uyulamada her iki standardın da yer alması bir takım karışıklıklara yol açınca Avrupa Standardizasyon Komitesi ile Uluslararası Standartlar Örgütü 2005 yılında toplanmışlar ve aralarında anlaşarak ISO 3834 Kaynaklı İmalat Yönetim Sistemi standardını yayınlamışlardır. Bu şekilde artık EN 729 standartlar dizisi uygulamadan kalkmış ve kaynaklı imalat sektöründe sadece ISO 3834 standardı uygulanmaya başlanmıştır. Ülkemizde de Türk Satandartları Enstitüsü ISO standartlarını esas alarak şu standartları yayınlamıştır:

  • TS EN ISO 3834-1 Metalik malzemelerin ergitme kaynağı için kalite şartları - Bölüm 1: Uygun kalite şartları seviyesinin seçimi için kriterler
  • TS EN ISO 3834-2 ... Bölüm 2: Kapsamlı kalite şartları
  • TS EN ISO 3834-3 ... Bölüm 3: Standard kalite şartları
  • TS EN ISO 3834-4 ... Bölüm 4: Temel kalite şartları
  • TS EN ISO 3834-5 ... Bölüm 5: ISO 3834-2, ISO 3834-3 veya ISO 3834-4 standartlarının kalite şartlarına uygunluğunun teyidi için gerekli dokümanlar

Bugün Avrupa Birliği direktiflerinde de ISO 3834 standardına atıfta bulunulmaktadır. Örneğin 97/23/EC46 sayılı Avrupa Birliği basınçlı kaplar direktifi ve EN 13814 Oyun ve eğlence alanı yapıları ve makinaları - Güvenlik standardı gibi.

ISO 3834 Kaynaklı İmalat Yönetim Sistemi İşletmelere Ne Kazandırmaktadır?

ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi genel bir kalite belgelendirmesidir ve özellikli bir faaliyetin üretim süreçlerinin yürütülmesini ya da farklı malzemelerle çalışılmasını tam anlamıyla karşılamamaktadır. Bu nedenle kaynaklı imalat yapan işletmelerin, bağımsız, tarafsız ve yetkin bir belgelendirme kuruluşu tarafından TS EN ISO 3834 standardına göre ayrı değerlendirilmesi ve belgelendirilmesi gerekmektedir. Ancak bu belge sayesinde işletmeler ticari bir değer kazanmış olmakta ve gerçekleştirilen üretim süreçleri ile, istenilen kalitede belli ürünler sunulması müşteriler için daha fazla güven sağlamaktadır. ISO 3834 standardının giderek yaygınlaşması, işletmelerin yetkinliklerini belgelendirmelerine imkan vermektedir. ISO 3834 belgesine sahip olan işletmelerin bu şekilde elde ettiği kazanımlar şunlardır:

  • ISO 9001 standardının kaynak ile ilgili gereklilikleri tam olarak karşılanmış olur
  • İşletmede iş tekrarı, onarım ve tamir gerektiren durumlar azalır
  • Faaliyetler planlanan süre içinde tamamlanır
  • İşletmenin iç ve dış piyasada itibarı ve tanınırlığı artar
  • Kaynak çalışmaları daha verimli koordine edilir
  • Çalışanların iş tatmini artar ve işletmede proaktif işgücü elde edilir
  • İşletmede, farklı özellikteki işlere daha kolay teklif verilebilir
  • Yeni teknolojiler verimli kullanılır ve maliyetler düşürülür
  • İşletmede kaynaklı imalat kalitesi artar
  • İşletmenin müşteriler nezdinde güvenilirliği yükselir
ISO 18513 Turizm Hizmetleri Yönetim Sistemi Belgelendirmesi

Ülkemizde Turizm Sektörünün Gelişimi

Ekonomide yapısal değişimlerin öne çıktığı 1980’li yıllar, ülkemizin ekonomik ve sosyal yaşamında köklü değişiklikler yaratmıştır. Yaşanan değişimde öne çıkan sektörlerden biri de turizmdir. Turizm sektöründe birçok teşvikler sağlanmış ve 1980’lerden önceye göre turizm sektörü çok farklı bir nitelik ve işleyiş kazanmıştır. Turizm sektörü sadece rakamsal olarak büyümemiş, aynı zamanda insanların yaşam kalitesini ve yaşam koşullarını da olumlu yönde etkilemiştir. Bir milyondan fazla kişinin çalıştığı bu sektör, çalışanların yakınları da dikkate alındığında ortalama beş milyon kişinin yaşamını etkilemektedir. Aslına bakılırsa ekonomide, en düşük yatırımla en fazla istihdam sağlayan ikinci sektör turizmdir.

Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda, yılda sadece beş bin civarında yabancı ziyaretçi ülkemize gelirken, bugün ziyaretçi sayısı yılda 40 milyonun üzerine çıkmıştır ve ülkemiz dünyanın en fazla turist çeken altıncı destinasyonu konumundadır. Turizm sektörü sadece sayısal olarak değil, nitelik olarak da oldukça büyük gelişme göstermiştir. En önemli nota, günümüzde 60’a yakın ana sektörden mal ve hizmet alımı yapan turizm sektörü, hizmet sağlamada ithalata bağımlılığı en düşük olan sektördür. Aynı zamanda turizmde tekonoloji kullanımı düşük olduğundan, teknoloji kullanımının yüksek olduğu diğer sektörlerin ticaret açıklarının kapatılmasında dinamik bir sektör olmaktadır. Yapılan hesaplamalara göre turizmde bir birim talep artışı, ekonomiyi iki birim canlandırmaktadır. Ekonomide bir birim canlanma ise turizmde 1,3 birim canlanma yaratmaktadır.

Küreselleşme olgusu ile birlikte uluslararası rekabetin artması ve iletişim teknolojisindeki inanılmaz hızlı gelişme sonucunda dünya artık tek bir pazar haline gelmiştir. Bu durum turizm sektöründeki işletmeleri, yerli ve yabancı pazrlarda uygulayacakları pazarlama stratejileri açısından birşeyler yapmaya zorlamaktadır. Turizm sektöründe pazarlama çalışmalarının amacı, tüketici beklentilerini doğru zamanda ve doğru yönde karşılamaktır.

Turizm sürekli gelişen ve büyüyen, dinamik ve etkileşimli bir hizmet sektörüdür. Çeşitli ekonomik, teknolojik, sosyokültürel, demografik, politik ve coğrafik faktörler turizmden sürekli etkilenmektedir. Genel olarak, turizm faaliyetlerinin artması bir toplumda ekonomik olarak gelişmenin bir göstergesidir. Sosyokültürel faktörler, insanları motive eden herhangi bir toplumsal eğilimin ifadesidir. Örneğin kuzey ülkelerindeki insanların güneşlenmenin yararlı olduğuna inanması veya tatilin insanlar için bir lüks değil bir ihtiyaç olduğu görüşünün yaygınlaşması birer sosyokültürel faktördür. Kadınınların çalışma hayatında daha fazla kendini göstermesi, eğitim düzeyinin artması, çocuk sahibi olmanın maliyetinin yükselmesi ve şehirleşme ile ailelerin küçülmesi, turizmi etkileyen demografik faktörlerdir. Bilgisayar ve internet kullanımının artması ile bilgiye daha kolay ulaşım imkanının sağlanması turizmi etkiyen teknolojik faktörlerdir. Turizmin gelişmesinde en önemli faktörlerden biri de ulaşımda yaşanan yeniliklerdir.

Nihayet turizmi etkileyen faktörlerden biri de politik faktörlerdir. Turizm, insanların ülke içinde ve yabancı ülkelerde seyahat etme özgürlüğüne bağlıdır. Bunun en canlı örnekleri Sovyetler Birliği’nin dağılması ve Çin’de daha esnek politikalar uygulanması ile seyahat etme özgürlüğüne kavuşan insan sayısının artmasıdır.

ISO 18513 Turizm Hizmetleri Yönetim Sistemi Nedir?

Ancak bu faktörlere rağmen önemli olan nokta turizm sektöründe faaliyet gösteren otellerin, tatil köylerinin ve turistik tesislerin kaliteli ve güvenilir hizmet vermeleridir. Turizm sektörü kendi içinde, konaklama, ulaşım, yeme içme ve eğlence gibi hizmetler yanı sıra bankalar, seyahat acenteleri, tur operatörleri ve mağazalar gibi birçok tesis içermektedir.

Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO) tarafından turizm sektöründe verilen hizmetlerin bir standarda kavuşturulması yönündeki çalışmaların sonunda 2003 yılında ISO 18513 Turizm Hizmetleri Yönetim Sistemi standardı yayınlanmıştır. Ülkemizde de bu standart Türk Standartları Enstitüsü tarafından şu başlıkla yayınlanmıştır: TS EN ISO 18513 Turizm hizmetleri - Oteller ve diğer turizm konaklama çeşitleri - Terminoloji. Söz konusu standart, turizm sektöründe konaklama, yeme içme, rekreasyon (fiziksel etkinliğe dayanan eğlence) ve diğer hizmetleri kapsamaktadır.

ISO 18513 standardı bugün konaklama alanında uluslararası geçerliği olan tek standarttır. Bu standardın tasarım çalışmaları oldukça uzun sürmüştür, çünkü turizm etkinlikleri, çok önemli sosyal, kültürel ve ekonomik sonuçları olan olaylar bütünüdür.

Bu standart yayınlanmadan önce, ulusal ve uluslararası yolculukların giderek artması ile birlikte, otel sınıflandırmalarının nasıl yapılacağı konusunda resmi veya özel birçok kuruluş konuyu tartışmaya başlamış ve bu durum dünya çapında bir problem haline gelmişti. Bu gelişmeler üzerine Dünya Turizm Örgütü 2001 yılında otellerin sınıflandırılması ile ilgili bir çalışma başlatmıştır. ISO 18513 standardının hazırlanması bu çalışmaların bir sonucudur.

ISO 18513 standardının benimsediği başlıca ilkeler şu şekilde açıklanabilir:

  • Bütün turistik tesislerde kat hizmetlerinde ve ön bürolarda, dünyanın her yerinde aynı anlama gelen ve müşterilerin kolayca anlayabileceği işaretler, rezervasyon kuralları ve ortak bir dil oluşturulmalıdır. Örneğin soğuk ve sıcak su seçimi, telefon santrali, resepsiyon numaraları ve rahatsız etmeyiniz gibi uyarılar standart olmalıdır.
  • Çalışanların hepsi yabancı dil eğitimi konusunda ortak bir düzeyde olmalıdır.
  • Turistik tesislerde yangın güvenliği, duman dedektörleri, yangın söndürme sistemleri ve kaçış yollarını gösteren tabelalar gibi güvenlik sistemleri belli bir standartta olmalıdır.
  • Bütün turistik tesislerde voltaj ve elektrik fişleri standart olmalıdır.
  • Turistik tesislerde su ve hava kalitesi, yiyecek ve içeceklerin temizliği, mutfak ve restoranların hijyen koşulları, çalışanların giyimleri ve temizliği standart olmalıdır. Aynı zamanda temizlik ve hijyen koşulları sürekli denetlenmelidir. Ayrıca mutfak ve restoranlarda çalışanlar belli bir eğitim düzeyine sahip olmalıdır. Bunun yanı sıra satınalma süreci ve tedarikçi firmalar ile çalışma koşulları için standartlar belirlenmelidir.
  • Nihayet ürün değerlendirme yöntemleri ve çalışanlarının performanslarını gösteren standartlar belirlenmiş olmalıdır.

Kısaca bir yandan Dünya Turizm Örgütü’nün diğer yandan Uluslararası Standartlar Örgütü’nün ortak çalışmaları ile turizm sektöründe kalite standartları, kriterler, ilkeler ve otel sınıflandırma sistemleri kurulmuştur. ISO 18513 standardı, turizm sektöründe haksız rekabet yaratacak unsurları ortadan kaldırmıştır.

 

7 Yıldız Otel Belgelendirmesi

7 Yıldız Otel Belgelendirmesi Nedir?

Yedi Yıldızlı Kalite Sistemi, TÜRCERT tarafından tasarlanan ve turizm sektörüne kazandırılan bir Kalite Yönetim Sistemi’dir. Ancak buradaki 7 yıldız ifadesinin otel ve turistik tesislerin bilinen yıldız sistemi ile bir ilgisi yoktur. Yedi Yıldızlı Kalite Sistemi, çeşitli yönetim sistemleri standartlarını ve ilkelerini biraraya getiren ve tamamen oteller ve turistik tesisler için tasarlanmış bir sistemdir.

Yedi Yıldızlı Kalite Sistemi, kendi içinde renkler ile ifade edilen aşağıdaki yönetim sistemlerini barındırmaktadır.

Beyaz Yıldız Enerji Yönetim Sistemi

Turizmin gelişmesi ülkemiz için büyük bir ekonomik güçtür. Ancak yerel kaynakların korunması ve çevreye zarar verilmemesi çok büyük bir sorumluluktur. Bu sektör çok fazla enerji tüketmektedir ve sektör büyüdükçe enerjiye duyulan gereksinim daha da büyüyecektir. Bu noktada işletmelerin sorumluluk duygusu ile hareket etmeleri ve yürürlükteki yasal düzenlemeler çerçevesinde faaliyet göstermeleri gerekmektedir. Bu sorumlulukların başında ise enerji tüketiminde tasarruf etmek, sera gazı salınımlarını kontrol altına almak ve çevre koşullarına karşı duyarlı davranmak gelmektedir.

Beyaz Yıldız Enerji Yönetim Sistemi’nin temelinde ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi standardı bulunmaktadır. Bu sistem işletmelere başlıca şu faydaları sağlamaktadır:

  • Enerji tasarrufu sağlanır ve giderler düşürülür
  • Yerli ve yabancı yasal düzenlemelere uyum sağlanır
  • Sera gazı salınımları düşürülür
  • Çevreye verilecek zararlar kontrol altına alınır
  • Makine ve ekipmanların verimli çalışması sağlanır
  • İşletme, devletin sağladığı Verimlilik Artırıcı Proje Hibe Destekleri’nden faydalanabilir.

Kırmızı Yıldız Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi

Dünya nüfusu hızla artmakta, buna karşılık doğal kaynaklar daha hızlı bir şekilde azalmaktadır. Bu durum gelecekte gıda güvenliği endişesi yaratmaktadır. Bütün sektörler gibi turizm sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin de gıda güvenliğine önem vermeleri ve gıdalardaki tehlikelere karşı önlem almaya çalışmaları gerekmektedir.

Kırmızı Yıldız Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi’nin temelinde ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi standardı bulunmaktadır. Bu sistem işletmelere başlıca şu faydaları sağlamaktadır:

  • Kuruluşun verdiği hizmetlerin kalitesinde ölçülebilir bir düzelme sağlanır
  • Kuruluşun itibarı artar ve sektörde güven duygusu yaratır
  • Hizmet hataları mininuma indirilerek maliyetler düşürülür
  • Kuruluş rakiplerine karşı üstünlük kazanır ve karlılığı artar
  • Kuruluşun yönetim etkinliği artar ve etkin bir karar sistemi kurulur
  • Kuruluş yabancı pazarlara giriş imkanı elde eder
  • Çalışanların ortak sorumluluğu sağlanır ve kuruluşta etkin bir otokontrol sistemi sağlanır
  • Yerli ve yabancı yasal düzenlemelere uyum sağlanır

Sarı Yıldız Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi

Müşteri tatmininin ve müşteri memnuniyetinin sağlanması bir hizmet sektörü olan turizm sektöründe çok daha önemlidir. Bir taraftan mevcut müşterileri elde tutmak diğer taraftan yeni edinilen müşterilerle uzun süreli ilişkiler kurmak turizm sektöründe hizmet veren oteller ve turistik tesisler için de öncelikli hedeflerdir.

Sarı Yıldız Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi’nin temelinde TS ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi standardı bulunmaktadır. Bu sistem işletmelere başlıca şu faydaları sağlamaktadır:

  • Kuruluşlar, müşterileri önemsediklerini kanıtlamış olur
  • Müşteri şikayetlerinin karşılanması, değerlendirilmesi ve çözümlenmesi sistematik bir yapıya kavuşturulmuş olur
  • Müşteri ile yaşanan olası problemler hızlı ve adil bir şekilde çözümlenir
  • Kuruluş rakiplerine karşı belli bir üstünlük elde eder
  • Kuruluş içinde mükemmel bir müşteri ilişkileri yönetimi kurulmuş olur
  • Kuruluş müşteri şikayetlerini fırsata dönüştürme imkanı kazanır

Mavi Yıldız Hijyen Yönetim Sistemi

Turizm sektöründe faaliyet gösteren işletmeler açısından, binalarda, ofislerde, tuvalet ve duşlarda, mutfak ve bulaşıkhanelerde, kullanılan alet ve ekipmanlarda, aydınlatma ve ısıtma sistemlerinde ve depolama yerlerinde, dezenfeksiyon ve sterilizasyon amaçlı kontrol noktalarının belirlenmesi ve bütün çalışanların kurallara uymaları kaçınılmazdır. Bunun yapılmasında esas amaç müşterilerin zarar görmesini önlemektir.

Mavi Yıldız Hijyen Yönetim Sistemi’nin temelinde ISO 13027 Gıda İşletmelerinde Hijyen ve Sanitasyon Muayenesi Sistemi standardı bulunmaktadır. Bu sistem işletmelere başlıca şu faydaları sağlamaktadır:

  • Kuruluşlar müşterilerine, temiz ve hijyen olduklarını kanıtlamış olur
  • Sunulan hizmelerin güvenilir ve kaliteli olması sağlanır
  • Müşteri şikayetleri düşürülür ve müşterilerde güven duygusu yaratılır
  • Dolayısıyla kuruluşun saygınlığı artar
  • Kuruluş, fiziksel, kimyasal veya biyolojik riskleri bugünden tespit ederek önlem almış olur
  • Çalışanların ortak sorumluluğu sağlanır ve kuruluşta etkin bir otokontrol sistemi sağlanır
  • Yerli ve yabancı yasal düzenlemelere uyum sağlanır

Mor Yıldız Sosyal Sorumluluk Yönetim Sistemi

Oteller ve turistik tesisler sürdürülebilir olmak için faaliyet gösterdikleri ortamı korumak zorundadır. İşletmelerin bu anlamdaki sosyal sorumluluklar kapsamına şu konular girmektedir: doğal çevrenin korunması, müşterilerin talepleri doğrultusunda kaliteli hizmet verilmesi, faaliyetler konusunda insanlara doğru ve eksiksiz bilgi verilmesi ve çeşitli sağlık ve sanat etkinliklerinin desteklenmesi.

Mor Yıldız Sosyal Sorumluluk Sistemi’nin temelinde ISO 26000 Sosyal Sorumluluk Yönetim Sistemi standardı bulunmaktadır. Bu sistem işletmelere başlıca şu faydaları sağlamaktadır:

  • Kuruluşta kötü çalışma koşulları iyileştirilmiş olur
  • Sivil Toplum Kuruluşları’nın çabalarına destek verilmiş olur
  • Sosyal Sorumluluk Yatırım Fonları’na katkı sağlanabilir

Turkuaz Yıldız Çevre Yönetim Sistemi

Doğal çevre koşulları hergün daha kötüye gidiyor ve dünyanın ekolojik dengesi onarılmaz şekilde bozuluyor. Kuruluşların çevreye verdikleri zararların en aza indirilmesi ve olabildiğince önlenmesi gerekmektedir.

Turkuaz Yıldız Çevre Yönetim Sistemi’nin temelinde ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi standardı bulunmaktadır. Bu sistem işletmelere başlıca şu faydaları sağlamaktadır:

  • Kuruluşlar çevre yönetimi için yükümlülük altına girdiklerini kanıtlamış olur
  • Faaliyetlerden kaynaklanan kirlilik, kaynaktan itibaren kontrol altına alınmış olur
  • Müşterilere güven verilmiş olur
  • Kuruluş, gerekli izin ve yetki belgelerini daha kolay alır
  • Yerli ve yabancı piyasalarda kuruluş itibar kazanır
  • Doğal kaynaklar etkin kullanılmış olur ve maliyetler düşer
  • Yerli ve yabancı yasal düzenlemelere uyum sağlanır

Turuncu Yıldız Kalite Yönetimi Sistemi

Oteller ve turistik tesisler açısından, müşteri beklentilerini karşılamak, yasal düzenlemelere uymak ve müşteri memnuniyetini yükseltmek için kalite standartları son derece önemli olmaktadır.

Turuncu Yıldız Kalite Yönetim Sistemi’nin temelinde ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi standardı bulunmaktadır. Bu sistem işletmelere başlıca şu faydaları sağlamaktadır:

  • Kuruluşta faaliyetler bir disiplin içinde yürütülür
  • Kuruluş, müşteri odaklı çalışır ve müşterilerin talep ve beklentilerini kolayca takip eder
  • Kuruluş yerli ve yabancı piyasalarda itibar kazanır ve rekabet avantajı elde eder
  • Kuruluş tedarikçi firmaları seçme rahatlığına kavuşur ve bunları daha rahat kontrol altında tutar
  • Hizmetlerde hata oranları düşer ve verimlilik yükselir
  • Verilen hizmetlere yönelik ölçüm, analiz ve değerlendirmeler kolay yapılır.

 

Belgelendirme

Uluslararası kabul görmüş standartlarda denetim, gözetim ve belgelendirme hizmetleri veren firma ayrıca periyordik muayene, test ve kontrol hizmeti vermektedir.

Bize Ulaşın

Adres :

Mahmutbey Mh, Dilmenler Cd, No 2 
Bağcılar - İstanbul, TURKEY

Telefon :

+90 (212) 702 00 00

Whatsapp:

+90 (532) 281 01 42

Arama