Çevre Yönetim Sistemi’ne Neden Gerek Var?
Yerküre büyük tehdit altındadır. Sanayileşmenin ve hızlı nüfus artışının neden olduğu bu tehditler arasında erozyon, zehirli atıklar, doğal kaynakların tükenme noktasına gelmesi, ekolojik dengenin bozulması, biyo çeşitliliğinin giderek azalması, sera etkisi yüzünden iklim dengesizliklerinin yaşanması, küresel ısınma ve ozon tabakasının incelmesi başlıca olanlardır.
Bu tehditlerin önüne geçmek için çevre risklerinin ve fırsatlarının daha verimli ve daha sitematik yöntemlerle yönetilmesi gerekmektedir. Bunu sağlamak ise ancak doğru uygulanan bir Çevre Yönetim Sistemi ile mümkün olabilecektir.
Çevre, sadece insanların içinde yaşamlarını sürdürdüğü ve bunu sağlamak için devamlı kaynaklar sunan bir ortam değildir. Çeşitli sektörlerde işletmeler üretim yaparken, çevreden elde edilen kaynakları kullanmaktadır. Ancak bu kaynakların sınırsız olduğu düşünülmemelidir. Kaynaklar birgün tükenecek olursa, çevre kirlenmeye başlayacak ve bundan en fazla zararı canlılar görecektir. Ayrıca işletmeler üretim için artık kaynak bulamayacak demektir.
Bu tehlikeli gelişmeler üzerine 1972 yılında Stockholm Konferansı düzenlenmiştir. Bu konferasnsın ana konusu dünyada çevre bilincinin oluşturulmasıdır. Toplumların ve ülkelerin çevre koruma konusunda geliştirilen ilkelere uymaları gerekmektedir. Bu konferansın arkasından, 20 yıl aradan sonra bu defa Rio Zirvesi yapılmıştır. Bu toplantıda da sürdürülebilir kalkınma kavramı üzerinde durulmuş ve nasıl uygulanması gerektiği konusunda tarışmalar yapılmıştır.
Önemli nokta, çevreyi kirletmeden de kalkınma sağlanabilir. Bunun için bir yandan insanlara bir yandan da üretim faaliyetleri yapan işletmelere önemli görevler düşmektedir.
Artık bütün işletmeler sürdürülebilir kalkınma ve çevre koruma gerekliliklerinin, sanayi için önemli konuların başında gediğinin farkındadır. Bütün işletmeler bu iki kavramı öncelikleri arasına koymak ve politika ve programlarını bu paralelde oluşturmak ve uygulamak zorundadır.
Çevre problemlerinin üstesinden, ancak çevreye duyarlı bir yaklaşım kabul edilir ve uygulanırsa gelinebilir. Bu yaklaşım, işletmelerin bütün faaliyetlerinde çevreyi esas alan, çevreye verilecek zararı en düşük seviyeye çeken, üretim süreçlerini bu yönde değiştiren, doğru ve yeni teknolojileri kullanan, elemanlarını çevreye duyarlı olmaları yönünde eğiten ve çevrenin korunmasını amaçlayan yeni projeler gerçekleştiren bir yaklaşımdır.
İşletme yönetimlerinin alacakları kararlarda çevre koşulları hep ön planda tutulmalı ve kararların uygulanması yönünde uygun sistem ve iş süreçleri geliştirilmelidir.
Çevre Yönetim Sistemi Neyi Amaçlamaktadır?
Çevre Yönetim Sistemi, sadece kontrol amaçlı bir sistem değildir. İşletmelerin çevre koşulları konusunda sorumluluklarına cevap veren bir sistemdir. Bu sistem aynı zamanda çevre risklerini düşüren ve rekabet imkanları yaratan bir sistemdir. Üretimde kullanılan su, enerji ve diğer hammadde kaynaklarının verimli kullanılması, bütün işletmelerde ama özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerde maliyetleri düşüren bir faktördür.
Tüketiciler öncesine oranla bugün çok daha fazla bilinçlidir. Satın aldıkları ürünlerin daha fazla geri dönüşüm imkanı sağlamasına, daha az atık üretmesine, yenilenebilir kaynakların üretimde daha fazla kullanılmasına ve ürünlerin ekosistem için daha güvenilir olmasına dikkat etmekte ve bunları talep etmektedir. İşletmeler bu talepler karşısında değişimin gerisinde kalmamak için çevreye karşı daha duyarlı bir yönetim anlayışı geliştirmektedir.
Çevre Yönetim Sistemi, çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerin, çevresel boyutları yönetebilmesine, çevre politikaları geliştirmesine ve uygulanmasına imkan tanımak için geliştirilmiştir. Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO) tarafından yayımlanan ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi standartları, çevre ile ilgili olarak yürürlüğe konulan mevcut yasal düzenlemelerin yerini almamaktadır. Ancak işletmelere önemli bir yol gösterici niteliğindedir.
Sistem herşeyden önce işletmelerin çevreye yönelik zararlı faaliyetlerinin tespit edilmesini ve kontrol altına alınmasını hedeflemektedir. Bu arada elbette önemli çevre fırsatları varsa bunların da belirlenmesini hedeflemektedir.
Sistemin önemli bir amacı da mevcut yasal düzenlemelerin esasları ile uyum sağlamaktır. İşletmelerin bu açıdan yasal düzenlemelere uygun hareket etmelerini kolaylaştırmaktadır.
Çevre Yönetim Sistemi, işletmelerin önceliklerinin belirlenmesi, çevre politikalarının ve çevre hedeflerinin tespit edilmesi ve bunun başarılması yönünde programların oluşturulmasını ve uygulanmasını da hedeflemektedir.
Bütün kalite yönetim sistemlerinde olduğu gibi burada da sistemin sürekli iyileştirilmesi esastır. Değişen koşullara ve gereksinimlere bağlı olarak sistemin adapte edilmesi son derece önemlidir.
Sistemin bu amaçlara ulaşması açısından öncelikle yönetim desteği ve taahhüdü sağlanmalıdır. Üst yönetimin desteklemediği ve takip etmediği hiçbir sistem beklenen yararları sağlayamaz. Aynı şekilde sisteme çalışanların katılımı da önemlidir. Çalışanların çevre bilincine sahip olmaları, çevre problemlerinin farkında olmaları ve inanarak uygulamaları gerekmektedir.
Çevre Yönetim Sistemi’nin başarılı olmasında işletmede uygulanan diğer sistemlerle entegrasyon da önemli bir noktadır. Bu sistem tek başına uygulanacak bir sistem değildir. Bu arada işletmenin, faaliyetleri çervesinde bütün süreçlerde işe odaklanması ve faaliyet sonuçlarının çevre koşullarını etkilediği alanlarda gerekli test, ölçüm, analiz ve değerlendirme çalışmalarına ağırlık vermesi gerekmektedir.
Çevre Yönetim Sistemi bütün dünyada ISO 14001 standardı olarak bilinmektedir ve temelinde ISO 9000 Kalite Yönetim Sistemi standardı yatmaktadır. Bu nedenle uluslararası alanda tanınması ve uygulanması çok hızlı olmuştur.
Çevre Yönetim Sistemi Maliyetli Bir Sistemi midir?
Çevre Yönetim Sistemi’nin işletmelerde kurulması, uygulanması ve iyileştirme çalışmaları belli bir maliyet ortaya çıkarmaktadır. Ancak yapılan işletmeler, gerçekleştiridikleri iyileştirme çalışmaları sonunda, ciddi oranda verimlilik artışı, atık azaltma, yeniden kullanım ve doğal kaynak ve hammadde tasarrufları sağlamaktadır. Bu nedenle yapılan harcamalar önemli ölçüde işletmelere bir geri dönüş sağlamaktadır.
ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi’nin belgelendirme çalışmalarına kadar geçecek hazırlık süresi, işletmenin büyüklüğüne, süreçlerinin karmaşıklığına ve işletmenin faaliyetlerinin çevre koşulları açısından kritik olup olmamasına göre değişmektedir. Bu yüzden belgelendirme hazırlık aşaması için uygun bir süre vermek kolay değildir. Yine de belgelendirme kuruluşlarından alınan bilgilere göre işletmelerin yaklaşık yüzde 20’si hazırlık çalışmalarını altı ve daha kısa sürede tamamlamaktadır. Yüzde 60’a yakın bir kısmı 7-12 ay arasında bu çalışmaları tamamlamaktadır. Yüzde 20’lik bir kısmı ise 13 ayın üzerinde tamamlamaktadır.
Aslında hazırlık çalışmalarının uzunluğu tamamen çalışanların katkısına bağlıdır. İşletmelerde genelde alışkanlıkların değiştirilmesi ve yeni bir çalışma yöntemine uyum sağlama, günlük iş alışkanlıklarından yeni bir iş yapma şekline geçiş zaman almaktadır. Genelde de bu konularda çalışanların direnci ile karşı karşıya kalınmaktadır.
Eğer işletmeler bünyelerinde daha önce ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi veya OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi gibi başka sitemler kurmuşlar ve yönetiyorlarsa, bu takdirde ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi’nin kurulması, benimsenmesi ve uyum sağlanması çok daha hızlı olmaktadır. Üstelik mevcut sistemlerinin bazı bileşenlerini kullanmak da çevre yönetim sistemi için mümkün olmaktadır.
Çevre Yönetim Sistemi’nin Kurulması
Çevre Yönetim Sistemi kurulurken atılacak en önemli adım üst yönetimin desteğinin alınmasıdır. Bu noktaya yukarıda değinilmişti. Üst yönetimin atacağı ikinci önemli adım ise bu çalışmaları sürdürecek Yönetim Temsilcisi’ni atamaktır. Yönetim Temsilcisi, işetme içinde gerekli yetkilere sahip olan, işletmenin yapısını ve faaliyetlerini iyi bilen, çevre konusunda bilgili olan ve gerekli eğitimleri almış olan ve proje yönetimi konusunda belli bir beceriye sahip olan bir kişi olmalıdır.
Yönetim Temsilcisi önce çevre yönetim çalışmaları için iş planı ve bir bütçe hazırlamak zorundadır. Arkasından bir çalışma gubu oluşturmak zorundadır. Bu çalışma grubu, işletmenin farklı ünitelerinden farklı pozisyonlarda kişilerden oluşmalıdır. Çalışma grubunun ana görevi, mevcut durumu tespit etmek ve değerlendirmektir.
ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi’ni kurmak isteyen işletmeler eğer ilk defa bu işe girişiyorlarsa, ön çevresel gözden geçirme çalışması yapmaları yararlı olmaktadır. Standardın gerekleri arasında olmasa da bu yönde yapılacak bir çalışma ile işletmenin çevre boyutları ortaya çıkarılmış olmaktadır. Zaten belgelendirme denetimleri sırasında da bu çalışmanın yapılmış olup olmadığına bakılmamaktadır. Yine de ön çevresel gözden geçirme çalışmaları yapılırsa, sistem kuruluş aşamasında bunun sonuçlarından yararlanılmış olacaktır. Aksi halde bu çalışma yapılmamışsa, belgelendirilme çalışmaları sırasında beklenmeyen uygunsuzluklar tespit edilebilir. Bu durumda da çevre stratejilerinin bir kere daha gözden geçirilmesi ve değiştirilmesi emek ve zaman kayıplarına neden olacaktır.
Ön çevresel gözden geçirme çalışmaları, işletme kaynakları kullanılarak yapılabileceği gibi dışarıdan hizmet alınarak da yapılabilir. Eğer mevcut kaynaklar kullanılacaksa, çalışanların deneyimlerinden yararlanmak ve mümkündür. Aynı zamanda çalışmanın maliyeti daha düşük ve kontrol edilebilir olur.
Ön çevresel gözden geçirme çalışmalarında üzerinde durulan başlıca noktalar şunlardır: İşletmede her bir ünitenin fonksiyonu nedir? İlgili yasal düzenlemeler iyi biliniyor mu? Yerli ve yabancı standartlar iyi biliniyor mu? Üretimde kullanılan hammaddeler ve varsa kimyasal maddeler nelerdir? Ne kadar enerji tüketiliyor? Atık çeşitleri ve miktarları nelerdir? Atıkların içinde tehlikeli atıklar var mı? Acil durum planları var mı? Olağan dışı olaylar tutanakları tutuluyor mu? İşletmede herbir ünitenin eğitim ihtiyaçları nelerdir?
ISO 14001 standardının ekine göre ön gözden geçirme çalışmaları şu dört temel alanı kapsamak zorundadır (Ek A1):
- İşletmenin uymak zorunda olduğu yürürlükteki yasal düzenlemelerin belirlenmesi
- İşletmenin normal çalışma koşullarının, devreye alma ve devreden çıkarma benzeri normal olmayan koşulların ve kazalar dahil acil durumların çevre boyutlarının belirlenmesi
- Satın alma ve sözleşme faaliyetleri de içinde olmak üzere işletmenin mevcut çevre yönetim uygulamalarının ve süreçlerinin incelenmesi
- Bugüne kadar yaşanmış olan kazaların ve acil durumların değerlendirilmesi
ISO 14001 standardının temel gerekliliklerinden biri, işletmenin çevre ile ilgili yasal düzenlemelere uymasıdır. Yasal düzenlemelerin ihlal edildiği alanların öncelikle iyileştirilmesi gerekmektedir. Standarda göre ön çevresel gözden geçirme çalışmaları şu bazda yapılmaktadır:
- Alan, tesis ve ekipmanlar (mevcut durum ve yeni ya da planlanan)
- Çevresel etkiler (su, toprak ve yeraltı suyu, is, duman, toz, gaz, buhar ve aerosol emisyonları, koku, gürültü ve titreşim, enerji ve atıklar)
- Kazalar
- Malzemeler (hammaddeler ve üretim materyalleri, ambalaj malzemeleri ve maliyet ve tasarruf)
- Ürün (tasarım, ambalaj, kullanım, bertaraf ve maliyet ve tasarruf)
- Taşıma
- Mevcut Çevre Yönetim Sistemi elemanları
ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi’nin Uygulanması
Söz konusu standardın yapısı şu başlıklar altında düzenlenmiştir:
- Genel şartlar (Madde 4.1)
- Çevre politikası (Madde 4.2)
- Planlama (Madde 4.3)
- Uygulama ve faaliyetler (Madde 4.4)
- Kontrol etme (Madde 4.5)
- Yönetimin gözden geçirmesi (Madde 4.6)
Madde 4.1: Genel Şartlar
Standardın Genel Şartlar başlıklı maddesine göre, işletmenin Çevre Yönetim Sistemi’ni standartta yer alan bütün koşullara uygun şekilde kurması, yazılı hale getirmesi, uygulaması, devamlılığını sağlaması ve sürekli iyileştirmesi gerektiğini ifade etmektedir. Standardın hedefi, işletmenin iyileştirilmiş bir çevre performansı sağlamasıdır. İşletmeler bu sistemin kapsamını belirlemek ve yazılı hale getirmek zorundadır.
Madde 4.2: Çevre Politikası
Standarda göre üst yönetim, işletmenin çevre politikalarını tespit etmek zorundadır. Genel olarak bir çevre politikasının nitelikleri şu şekilde olmalıdır:
- Çevre Yönetim Sistemi’nin kapsamının, işletmenin faaliyetleri, ürünleri veya hizmetlerinin tanımı, büyüklüğü ve çevresel etkileri ile uyumlu olması gerekir.
- İşletmenin çevre politikaları, çevre kirliliğinin önlenmesine dair bir taahhüt ve sürekli gelişme içermelidir.
- İşletmenin uymak zorunda olduğu çevreye yönelik yasal düzenleme ve gerekli diğer düzenleme koşullarını yerine getireceğine dair bir taahhüt içermelidir.
- Kapsamında çevrenin korunmasına yönelik amaç ve hedefler olmalı ve bunların gözden geçirilmesi için çerçeve oluşturmalıdır.
- Çevre politikaları yazılı hale getirilmeli, sürekli güncel tutulmalı ve çalışanlara ve işletme adına çalışan bütün ilgili kişilere duyurulmuş olmalıdır.
- Aynı zamanda çevre politikaları, işletme dışında ilgi gösteren herkesin ulaşımına açık olmaslıdır.
Kısaca işletmelerin belirleyeceği çevre politikaları üç temel taahhüt içermelidir:sürekli gelişme, kirlenmenin önlenmesi ve yasal düzenlemelere uyum.
Madde 4.3: Planlama
- Madde 4.3.1: Çevre boyutları
- Madde 4.3.2: Yasal ve diğer şartlar
- Madde 4.3.3: Amaçlar, hedefler ve program / programlar
Planlamanın birinci adımı çevre boyutlarının tespit edilmesidir. Standardın ekinde (Ek 3A) çevre boyutları açıklanmıştır. İşletmeler çevre boyutlarını belirlerken, bugün sürdürdüğü ve geçmişte yürüttüğü faaliyetleri, ürün ve hizmetleri ve ileriye dönük planlanmış gelişmeleri dikkate almalıdır. Çünkü çevre boyutları, yeni bir ürün, hizmet veya süreçlerde dikkate alınmak zorundadır ve süreklilik göstermektedir.
Çevrede etki yaratan boyutlar şu şekilde sayılabilir: havaya verilen emisyonlar, suya bırakılan atıklar, toprağa bırakılan atıklar, enerji, hammadde ve doğal kaynakların kullanımı, enerji yayılımı (radyasyon, ısı ve titreşim gibi), bir kazay bağlı olarak çevreye salınım (duman ve toksik gaz, kimyasal, solvent veya yakıt sızıntısı gibi).
Bundan sonraki adım çevresel boyutların değerlendirilmesidir. Çünkü bunların bir kısmının çevre üzerinde önemli etkileri olabilecektir. Standart bu noktada etkinin önemi üzerinde durmaktadır. Ancak standartta çevre boyutlarının nasıl değerlendirileceğine yönelik bir yöntem yoktur. İşletmeler çevre boyutlarının önem derecesini kendi yöntemlerine göre tespit edecektir. Önem durumunu tespit etmek için çevresel risk esas alınmaktadır. Risk, meydana gelme olasılığı ve meydana geldiğinde olası sonuçları ifade etmektedir. Meydana gelme ihtimali düşük, ancak sonuçları büyük ise, örneğin ciddi bir çevre kirlenmesi yaratacak, veya işletmeye pazar payı kaybettirecek ya da işletmenin ceza almasına yol açacak ise yüksek risk var demektir.
Madde 4.4: Uygulama ve Faaliyetler
- Madde 4.4.1: Kaynaklar, görevler, sorumluluk ve yetki
- Madde 4.4.2: Uzmanlık, eğitim ve farkında olma
- Madde 4.4.3: İletişim
- Madde 4.4.4: Dokümantasyon
- Madde 4.4.5: Dokümanların kontrolü
- Madde 4.4.6: Faaliyetlerin kontrolü
- Madde 4.4.7: Acil duruma hazır olma ve müdahale
ISO14001 standardının gerekliliklerinin yerine getirilmesi, bunun sonucunda sistemin etkin bir şekilde uygulanması açısından işletmenin, Çevre Yönetim Sistemi ile ilgili sorumlulukları tespit etmesi ve bunu işletme genelinde duyurması gerekmektedir. Etkili bir Çevre Yönetim Sistemi uygulaması için, çalışanların ve üst yönetimin rolleri ve sorumluluklarının belirlenmesi ve organizasyon şemasının bu paralelde revize edilmesi gerekmektedir. Organizasyon şeması, çevresel sorumlulukların yönlendirilmesinde önemli bir araçtır.
Çevre Yönetim Sistemi uygulamasına geçildiğinde bazı süregelen uygulamalarda değişiklikler olacaktır. Bu değişimin bütün çalışanlara anlatılması ve benimsenmesinin sağlanması gerekmektedir. Bu açıdan yapılacak eğitim planlaması ve verilecek eğitimlerin, standardın gerekliliklerinin anlaşılması, çevre politikalarının kabullenilmesi, acil durumlarda davranış şekillerinin net olması ve faaliyetlerin çevresel boyutları ve etkileri konusunda farkındalığın arttırılması yönünde yararları olacaktır.
Bunun yanı sıra etkin bir iç iletişim sağlanması, çalışanların motivasyonun yükselmesine, faaliyetlerin çevre koşulları göz önünde bulundurularak sürdürülmesine ve sorumluluk ve iş süreçlerinin iyi anlaşılmasına yardımcı olmaktadır. Sistemin iyileştirilmesinde çalışanların yapacakları öneriler son derece etkilidir. İletişim, üst yönetim ve çalışanlar arasında karşılıklı bir akış şeklinde olmalıdır.
Bir başka önemli nokta ise dokümantasyon çalışmalarıdır. Çevre Yönetim Sistemi kapsamında hazırlanan bütün dokümanlar, basılı olmalı ve elektronik ortamda yayınlanmalı ve temel olarak şu dokümanları kapsamalıdır:
- İşletmenin belirlediği çevre politikası esasları, amaçlar ve hedefler
- Çevre Yönetim Sistemi’nin kapsamı
- Kalite Yönetim Sistemi’nde hazırlanan Kalite El Kitabı benzeri bir Çevre El Kitabı
- Tutulacak bütün kayıtlar da dahil ISO 14001 standardının gerektirdiği dokümanlar
- İşletmenin, süreçlerin etkin planlaması, işletilmesi ve kontrolünü sağlamak amacı ile hazırlanan diğer dokümanlar
İşletmeler, faaliyetlerinin ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi standardının gerektirdiği şekilde sürdürülmesini temin etmek üzere sağlamak durumunda olduğu dokümantasyona önem vermek zorundadır. İşlerin yapılmasına yönelik yöntemler Çevre El Kitabı ve ilgili prosedürler ve talimatlar ile tespit edilmiştir. Dokümanların kontrolü süreci ile de doğru ve yürürülükte olan dokümanların doğru kişilerde olduğu güvence altına alınmış olmaktadır.
Doküman kontrol çalışmaları ile hedeflenen noktalar şunlardır:
- Hazırlanan dokümanların yeterli olduğunun onaylanması
- Bu dokümanların gözden geçirilmesi ve gerekli ise revize edilmesi
- Çalışanların ellerinde güncel dokümanların bulunması
- Güncelliğini kaybeden dokümanların kullanımdan kaldırılması
- Gerekli dış kaynaklı dokümanların belirlenmesi ve dağıtımının kontrol edilmesi
Çevre boyutları ile ilgili faaliyetlerde ortaya çıkacak eksiklikler, işletmenin çevre politikasını olumsuz etkileyebilir ya da çevre ile ilgili amaç ve hedeflerden sapmalara yol açabilir. Bu durumları kontrol altına almak amacı ile faaliyetlerin kontrolü prosedürlerinin hazırlanması gerekmektedir. Hangi faaliyetlerin kontrol altına alınacağına işletmenin sahip olduğu önemli çevre boyutları dikkate alınarak karar verilmelidir.
Nihayet işletmeler, çevreye olumsuz etkiler yapacak muhtemel kazaları, acil durumları ve bunlara müdahale yöntemlerini belirlemek amacı ile acil duruma hazır olma ve müdahale prosedürleri oluşturmalıdır. Acil durumlar, işletmelerin iş yapma kapasitelerini etkileyen ve durdurma potansiyeline sahip olan ve etkisi büyük olaylardır. Ayrıca bu tür prosedürler mutlaka belli zaman aralıklarında gözden geçirilmeli ve düzenli olarak test edilmelidir. Risk analizi, acil durum müdahale planlarının temelini oluşturmaktadır. Bir işletmede risk analizleri yapılmadan acil durum planı hazırlamak doğru değildir. İşletmeler, kendilerine özgü risklerini değerlendirerek acil durum planı hazırlamak zorundadır.
Madde 4.5: Kontrol Etme
- Madde 4.5.1: İzleme ve ölçme
- Madde 4.5.2: Uygunluğun değerlendirilmesi
- Madde 4.5.3: Uygunsuzluk, düzeltici faaliyet ve önleyici faaliyet
- Madde 4.5.4: Kayıtların kontrolü
- Madde 4.5.5: İç tetkik
İşletmeler, önemli çevre etkisi yaratan faaliyetlerin temel karakteristik özelliklerini belli aralıklarla izlemek ve ölçmek zorundadır. İzleme ve ölçme prosedürlerine bu nedenle gereksinim duyulmaktadır. İzleme ve ölçme çalışmaları ile, çevresel etkiler kontrol altına alınmakta ve üretim süreçleri ile Çevre Yönetim Sistemi çalışmalarının sonuçları doğrulanmaktadır. İzleme çalışmalarının amacı, tasarlanan süreçlerin planlanan şekilde gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini kontrol etmektir. Örneğin işletmenin tehlikeli atık depo alanlarının her hafta denetlenmesi gerektiği belirtilmişse, bu bir izleme çalışmasıdır. Ölçme çalışmaları ise faaliyetlerin ölçülen, hesaplanan veya tahmin edilen sayısal değerlerini belirlemek için yapılmaktadır. Örneğin atıksu arıtma tesislerinde ölçüm çalışmaları oksijen miktarı, pH değeri, bakteri sayısı ya da sıcaklık değerinin belirlenmesi için yapılmaktadır. İzleme ve ölçme çalışmaları kapsamında çevre ile ilgili yasal düzenlemelere uygunluk da düzenli olarak değerlendirilmelidir.
Uygunluğun değerlendirilmesi ile işletmenin, yürürlükteki izinler ve ruhsatlar dahil, belirlenen yasal koşullara uygunluğu değerlendirdirilmektedir. Bu arada standarda göre gerçek ve olası uygunsuzluk durumlarında gerekli düzeltici ve önleyici faaliyet süreçleri oluşturulmak ve uygulanmak zorundadır. Kalite sistemlerindeki genel yaklaşım olan sorunları önleyici çalışmalar, bu sorunları düzeltmek için yapılacak çalışmalara göre hem kolay hem de ucuzdur anlayışı Çevre Yönetim Sistemi için de geçerlidir.
ISO 14001 standardına göre alınan önlemler, problemlerin ve yarattığı çevre etkilerinin büyüklüğü ile uyumlu olmak zorundadır. Ayrıca alınan düzeltici ve önleyici faaliyetlerin sonuçları kaydedilmek zorundadır.
Standardın kayıtların kontrolü maddesine göre, Çevre Yönetim Sistemi gereğince tutulması gerekli kayıtların oluşturulması, saklanması, korunması, gerekli durumlarda düzeltilmesi, saklanma süresi ve yok edilmesi için ayrı bir prosedür oluşturulması ve bu prosedüre uyulması gerekmektedir. Bu kayıtlar süreçlerin gerçekleşmesi sonrasında birer kanıt olarak kullanılır ve kişilere bağımlılık ortadan kalkar. Keza işletmenin Çevre Yönetim Sistemi’ni tasarlanan şekilde yürüttüğünü ifade eder. Aynı zamanda işletmenin faaliyetlerinin, yasal düzenlemelere uygunluğunu kanıtlamak için de kullanılır.
Çevre Yönetim Sistemi’nde tutulan kayıtlardan bir kısmı şunlardır: yasal yükümlülükler, izin ve ruhsatlar, önemli çevre boyutlarının kayıtları, çevresel amaç ve hedefler, çevresel kaza raporları, düzeltici ve önleyici faaliyetler, yönetimin gözden geçirme toplantı raporları, denetim raporları, eğitim kayıtları, müşteriler, tedarikçi firmalar ve diğer kişi ve kuruluşlar ile ilgili iletişim kayıtları, kalibrasyon kayıtları, üretim ile ilgili bilgiler, ürün ile ilgili bilgiler, muayene ve bakım kayıtları ve tetkik sonuçları.
Çevre Yönetim Sistemi’nin önemli bir yanı iç tetkiklerdir. İç tetkik çalışmaları, standardın koşullarının hazırlanan prosedürlere uygun olup olmadığını ya da prosedürlere uygun olarak faaliyetlerin sürdürülüp sürdürülmediğini tespit etmek ve sonuçları hakkında yönetime bilgi vermek için yapılmaktadır. Kısaca iç tetkik çalışmalarının üç hedefi olmaktadır: işletmenin amaç ve hedefleri kapsamında Çevre Yönetim Sistemi performansını değerlendirmek, standardın gerekliliklerini sağlanmak ve işletmenin kendi gerekliliklerini sağlanmak. İç tetkik çalışmalarında çevresel uygunsuzlukların tespit edilmesi önemlidir. Bu yüzden iç tetkik çalışması yapacak kişilerin Çevre Yönetim Sistemi’ni ve ISO 14001 standardını çok iyi tanımaları ve çevre konularında bilgili olmaları gerekmektedir.
Madde 4.6: Yönetimin Gözden Geçirmesi
ISO 14001 standardının ve Çevre Yönetim Sistemi’nin en önemli noktası, bu sistemin uygun, yeterli ve etkin olmasının sürekliliğini sağlamak için üst yönetimin yapacağı Çevre Yönetim Sistemi gözden geçirme çalışmalarıdır. Bu çalışmalar işletmenin sürekli gelişme taahhüdünü yerine getirmesinde çok önemli bir anahtardır. Yönetimin gözden geçirme çalışmalarında şu üç faktör etkili olmaktadır:
- Çevre Yönetim Sistemi tetkik sonuçları
- Değişen koşullar
- Sürekli gelişim taahhüdü
Bu faktörlerin ışığı altında, işletmenin çevre politikalarında, amaçlarında ve sistemin diğer unsurlarında yapılması gerekli değişiklikler ve iyileştirmelere karar verilmektedir.
Yönetimin gözden geçirmesi toplantılarına işletmede karar verici pozisyonlarda yer alan kişiler katılmalıdır. Bu toplantıların ne sıklıkta yapılacağı tamamen işletmenin kararına bağlıdır. Genelde işletmeler hedeflerini ve bütçelerini yıllık olarak hazırladıkları için bu toplantılar da yılda en az bir kere yapılmalıdır.
Yönetimin gözden geçirmesi toplantılarında esas olara şu konular ele alınmaktadır:
- İç tetkik çalışmalarının sonuçları, düzeltici ve önleyici faaliyet önerileri ve bunların gerçekleşip gerçekleşmedikleri
- Şikayetler dahil olmak üzere, işletmenin çevre yönetim sistemi kapsamında işletme dışından gelen bildirimler ve nasıl değerlendirildikleri
- Bir önceki yönetimin gözden geçirmesi toplantısında alınan kararlar ve gerçekleşen faaliyetler
- Belirlenen çevre amaç ve hedeflerine ulaşılıp ulaşılmadığı, ulaşılmadıysa başarısızlık nedenleri
- İşletmede Çevre Yönetim Sistemi ile ilgili yetki ve sorumlulukların açık olup olmadığı
- Kaynakların etkin kullanılıp kullanılmadığı
- Hazırlanan prosedürlerin yeterli olup olmadıkları
- Çevre Yönetim Sistemi’nin gelişiminin izlenip izlenmediği
- İlgili yasal düzenlemelerde yeni bir değişiklik olup olmadığı, varsa bu yeni düzenlemelerin sistemi ne şekilde etkilediği
- Çevre Yönetim Sistemi’ni daha fazla geliştirmek amacı ile başka neler yapılabileceği